Keyifli keyifli islik calarak, odanin öbür
ucundaki kabine dogru yürüdü.
Evet, keyifliydi. Henüz bir saat kadar önce
sahit oldugu katliami unutmustu bile.
Kücük siginagina indiginden beri farkli bir
zaman diliminde gibi hissediyordu kendini.
Bütün o vahset ve baski cok geride kalmisti.
Birazdan su daracik kabine girecek, kapagi
kapatacak ve uyuyacakti.
Kac yilini dondurulmus sekilde gecirecegine
dair en ufak bir fikri yoktu. Emin oldugu yalnizca iki
sey vardi. Bunlarin ilki, bekledigi devrimin eninde
sonunda gerceklesecek olusuydu. Ikincisi ise, sadik
asistani Dostun, onun bu devrimi kacirmasina asla
izin vermeyecek olusuydu.
Kabine girdi ve kapagi kapatti. Gerisini Dost
halledecekti.
Derin bir nefes alip verdi...
Yerli bilimkurgumuzun takdir
edilesi eserlerinden biri olmayi
amaclayan bu eser, genc yazarin bes
bilimkurgu hikayesinden olusuyor.
Siyaset, din ve ahlak felsefesi ile
bilimkurguyu
bulusturan
yazar,
okurlarina kurguladigi uzak gelecekte
rehberlik ediyor.