Kadin sagligi; ruhsal, zihinsel, duygusal, sosyal ve fiziksel iyiligi icermekte ve fiziksel oldugu kadar, hayatin sosyal, politik ve ekonomik boyutu tarafindan da belirlenmektedir. Yazar da eserinde mesleki deneyimleri ve gözlemleri cercevesinde kadinlarin dogal halleriyle gündelik hayatta kapladiklari izleri sürmektedir. Nihayetinde yasam pratikleri icinde belirleyici olan özneler degil bireylerin iliskileri oldugundan kadin-erkek iliskisi cephesinden kadin anlatilmaya calisilmistir.
Asiri bagimlilik kisiyi cukurlu yollarda, patikalarda ilerlemeye zorlar; bazen de ucuruma yuvarlar. Karsidakinin basarisiyla özdeslestirir kendi basarisini, gücünü, kendine bictigi degeri. Terk edilme, yalniz kalma, sevilmeme, begenilmeme korkusu tavirlarini etkiler, tepkilerini, gidecegi yönü belirler. Mutlulugu, basariyi hep disaridan bekler. Bir an, bir gün gelmedigini görünce hüsrana ugrar.
Lefebvreye göre kadinlar kizginlik, tutku, nese gibi duygunlara yatkindir. Kadinlarin özelligi, firtinalara, cinsel hazlara, hayat ve ölüm arasindaki baglara, temel ve kendiliginden gelen zenginliklere daha yakin olmalaridir. Moda, güzellik, disilik gibi kavramlar da kadinlarin bu konumuna kaynaklik etmektedir.
Bu kitapta kadinin kendisini var etme bicimi, iliskilere nasil baktigi, erkegin kadini nasil anlamlandirdigi anlatilmakla birlikte ruh sagligi, kisilik bozukluklari, meditasyon ve yogaya da yer verilmistir.
