Dostoyevskinin basyapitlarindan biri olan Budalada, 19. yüzyil Rusyasinin calkantili yasaminin mükemmel bir yansimasina, zaman zaman yazarin sarsici özyasam öyküsünün izlerine ve onun zihnindeki ideal insanin ete kemige bürünüsüne sahit oluyoruz. Her eserinde oldugu gibi, Budalada da insan varolusunun yakici sorunlarini yarattigi karakterler üzerinden sorgulayan Dostoyevski, romaninin örgüsünü budala denecek kadar kötülük bilmez Miskin karakteri ile onun etrafini saran siradan insanlar, sarhoslar, serseriler, divaneler, soylular ve düskünler arasinda dokumaktadir.
Bu tutkular kitabi ayni zamanda bir ask romani midir Gercekte romandaki kadinlarla erkekler arasinda tutku derecesinde sevgiler vardir, fakat bunlar bizim anladigimiz türden sevgiye benzemiyor. Rus halkinin sevmek sözcügüne yükledigi acimak anlamindan da öte, Dostoyevski tiplerinin sevgileridir bunlar. Karsisindakine acidigi icin seven; onu kendinden yüce gördügü, kendini ona yarasir bulmadigi icin onun mutlulugu ugrunda her cesit özveriye katlananlarin sevgisi... Dostoyevskiye göre karsi cinse aslinda kadina adanan sevgi sonunda kisiyi Tanriya ulastirir.
Mehmet Özgül
Dostoyevski romanlari, tislayan ve kaynasan ve bizi icine ceken anaforlar, kum firtinalari ve hortumlar gibidir. Yalnizca ve tamamiyla ruhun hammaddesinden üretilmislerdir. Irademiz disinda icine cekilir, döner durur, kör olur, boguluruz; ama ayni zamanda bas döndürücü bir esriklige kapiliriz.
Virginia Woolf
Dostoyevski, kendisinden bir seyler ögrendigim tek psikologdur.
Friedrich Nietzsche
