Benligimizin sinirlarini kimi kez gönüllü olarak kaybederiz kimi kez istemeden. Sadece bir baskasiyla degil, bizi saran dünyayla da kucaklasma, bir baskasinda erime cogu kez bir haz duygusuyla özdeslestirilir. Oysa acinin sinirlari tam da burada baslar. Murat Gülsoy, bir origami ustasi gibi, düz bir kagitla basladigi anlatisini katman katman cogaltarak kahramanlarinin ironik dünyasinin kederle malul hikayesini kuruyor. Iki boyutlu sandigimiz bir dünyanin karanlik dehlizlerine dogru ilerlerken yaklasmakta olani hissetmeyisimize sasiriyoruz. Yarim bir hayati sol gögsünün üzerindeki akrebin cizgilerinde saklayan bir kadinla aski buldugunu sanan bir adamin yollarinin kesistigi yerde olusan karanlik yüzeyden yansiyan görüntüleri anlatiyor roman birbirinin icinde eriyen bedenler, cocukluk korkularinda büyüyen genc kizligin ucucu kipirtisi, aklin puslu manzaralarinda belirip kaybolan umutlar, deliligin onulmaz dehseti, karsitina dönüsmeye hazir duygular, algilar ve hayaller... Karanligin Aynasinda bir solukta okunan ve insani icine ceken bir girdap-roman.
