Tahta taburelerden birinin üzerinde oturur, onun gecmesi
ni beklerdi Erol. Karsidan gelirdi, tikir tikir, tipis tipis, öyle
hanim hanimcik...
Dudaklari alev alev yanaraktan, iri ela gözlerinin etrafinda
kara sürmesiyle ayak uclarina bakaraktan gelir, Erolun
önünden gecerdi... Rüzgarindan savrulurdu Erol, koku
sundan vurgun yemis balikci gibi yamulurdu bir yana.
Koca göbekli Asci Himmetin, kasigini kasiya kasiya kizin
ardindan bakip da,
Ha buna bi gaysam da, Allah sabah ezatuyla canimi alsa daa
demesi yok muydu, öfkesinden dudaldarmi kemirtiyordu
Erola.
Derenin kiyisinda bir alay köpek, biricik pesindeydi. Boz olani, kancigi kapamis, durup dirilenip is görüyordu. Diger köpeklerse caresiz, boz köpegin madasuun gecmesini bekleyecekti. Eee böyleydi bu isler, gücsüz olanlar güclü olanin madasirun gecmesini beldeyecekti. Oysa gücsüz olanlar bir araya gelseler, güclerini birlestirseler, ondan sonra ha bu boz köpegin hakkindan bir tamam gelseler, sonra da kanciga adama isini siraya dökseler, bu sayede herkes sebeplense... It iste, ha bu kadarcik seyi akil edemedikleri icin it olarak kalmislardi daa Bok yiyen it olaraktan nam yapmislardi...