Bakin, siz bedenen ölmüs birini zihninizin icine aldiniz, onu konuk ediyorsunuz. Ev sahibisiniz. Bu iliskide tüm denetim sizin elinizde olmali. Yani zihninizin icinde ona ne kadar yer acacaginiz, onunla ne kadar özelinizi paylasacaginiz hep size ait kararlar. Simdilik zihninizde yasamasina izin verdiniz. Dilerseniz ona gözlerinizle bakmayi ögretebilirsiniz. Bedensel deneyimlerinize ortak edebilirsiniz.
Nasil
Cok zor degil. Sözcüklerle...
Konusarak mi
Sözcüklerin gücünü kücümsemeyin. Zihnimizdeki tüm duygulanimlarin sözcüklerle dogrudan bir bagi var.
Garip.
Degil aslinda. Neyse... Zihninizin icinde ikinci bir insan var artik Mirat Bey. Bundan sonra kendinizi asla yalniz hissetmeyeceksiniz.
Yasamin yaziyla, yalnizligin ölümle ic ice gectigi bir dünyadayiz. Murat Gülsoy bu tehlikeli yakinligi fantastige, bilimkurguya cesurca göz kirpan bir anlatimla birlestirerek okurun zihninde canlandiriyor. Birbirinden bagimsizmis gibi görünen bölümler, ekler, kara sayfalar deliligin esiginde, yalnizligin derinliklerinde ve ölümün karanliginda birlesiyorlar. Delirmekten ve yalnizliktan kurtulmanin yolunu ölüme yaklasmakta bulan karakterler, ölümle kol kola girdikce deliligin kacinilmazligini deneyimliyorlar.
Tanpinara, Ataya, Atilgana selam veren; ama en cok Borgesle, Nervalle konusan, onlarin metinlerinin ve karakterlerinin arasinda ustalikla gezinen roman, sanki yalnizliktan kurtulmak icin edebiyat aleminin büyük ruhlarini icine aliyor. Parcalari birlestirmeyi seven, ipuclarinin pesinden gitmekten haz duyan merakli okur kadar fantastik bir kurgunun büyüsüne kapilmak isteyen maceraci okur da Yalnizlar Icin Cok Özel Bir Hizmetten yararlanmak isteyecek...
